BİR KALEM, BİR DEFTER, VE SONUNDA BİR KİTAP DAHA...



ELİMDE BİR KİTAP, KARŞIMDA İSE BIR DUVAR.OKUYORUM KİTABIMI, VE KAYBEDİYORUM KENDİMİ O KİTABIN İÇİNDE. OKUDUKÇA DAHA DA DERİNE İNİYORUM SANKİ. BAZEN GİRDAP GİBİ İÇİNE ÇEKİYOR BENİ. HEYECAN, HÜZÜN, AŞK, MUTLULUK... BİR ÇOK DUYGUYU YAŞATIYOR BİZE KİTAPLAR. 

 Çocukken açıkçası kitaplardan ve onları okumaktan nefret ederdim. Annemin bana o kitapları okumam gerektiğini söylediğinde,gerçekten de annemin inadına o kitapları asla ama asla okumazdım. Yanlış ama bana göre çocukken doğru bir davranıştı.

 Ama sonra yani şuan, okuduğum kitapların içinde kayboluyorum. Mutlu oluyorum. Binlerce şey öğreniyorum. Bir çok hayat tanıyorum. Farklı insanların bazen onların dillerinden dökülen o sözleri okuyorum. Onların düşüncelerini, duygularını, hislerini okuyorum. Kitapları boş zamanlarınız da okumamak gerekiyor aslında. Kitap okumak için bir vakit ayırmak gerekiyor.

 Çünkü kitaplar gerçekten bir hazinedir. Bu lafı çok duydunuz belkide ama, bu bir gerçek. Klasik bir gerçek.

 Bir kitap yazdım. Hatta bir tane değil. 6 tane. Ve yazdığım kitapları bastırmayı düşünsem de, bunu yapmak istemiyorum. Çünkü ben o kitapları alıştırma olsun diye yazdım. Yaza yaza öğrendim. Ve tabi okuya okuya da geliştim. Şimdi bir kitap yazmaya karar verdim uzun bir aradan sonra. Farklı, ilginç ve heyecanlandıran bir konusu var diye düşünüyorum. Zamanı gelince size de bu kitabın konusu hakkında bir blog yazmayı düşünüyorum.

 Her neyse, biz asıl konumuza yani kitaplara dönelim. Kitap gerçekten de, insanı kendine bağlayan bir his veriyor çoğu zaman. Yani her kitap olmasa da, yine de çoğu kitap bana böyle bir his veriyor. İnsanın zevklerine göre değişiyor tabi bu durum. Yani ben düşünce yada roman kitaplarını severken, başka biri ansiklopedileri yada araştırma kitaplarını seviyor. Ben o kitapları okurken sıkılıyorum. Ama o kişi ondan zevk alıyor. Ama emin olun, kitap kitaptır. Kitap özeldir. Kıymetlidir. Ona emek verilmiş bir kere. Geceyi gündüz etmiş. Yazmış o yazarlar. Bazen kendi bilgisini, bazen başka bilgileri, bazen kendi düşüncesini, bazen de başka insanların ortak düşüncelerini... 

Kısaca her türlü emek vermiş.



 Romanlar... Romanların yeri hep ayrıdır. KİTAP denilince ilk akla gelen isim romandır. İlk okuduğum roman REŞAT NURİ GÜNTEKİN nin ÇALIKUŞU romanıydı. Hatta dizisi çıktığında fanı bile olmuştum. Sonuçta ilkler her zaman değerlidir, özeldir, her konuda. 

Romanlar çoğu kez duyguların yoğun şekilde yaşandığı çoğu zaman abartılı şekilde olayların anlatıldığı bir kitap türüdür. Benim açımdan böyle en azından.  Ama en üzen noktası ise,  deli gibi sevdiğiniz o kitabın son satırlarını okuduktan sonra, kitabın bittiğini gördükten sonraki o boşluk... Bazı kitapların son sayfaları, bir arkadaşı kaybetmek gibidir. Yani hayatımda yaşadığım en kötü anlardan biridir o anlar. Ve tabi biraz da mutlu olduğum. Mutlu oluyorum çünkü insanın o kitabı bitirmesi bile bir azmin sonucudur. Bir şeyin sonunu getirebilmek gibi. Başarmak...

 Bugün kendinize bir iyilik yapın. Ve o kitabı okuyun. O hep okumak isteyip, ama bir türlü fırsat bulamadığınız yada fırsat olsa bile üşendiğiniz o kitabı okuyun. Emin olun başladıktan sonra gerisi tereyağından kıl çeker gibi gelecektir. 

Unutmayın,Kitapların şarjı bitmiyor.Yani doya doya okuyabilirsiniz...
😊
💓

Yorumlar

Popüler Yayınlar